Partners:

Saudi Arabian Airlines

Turkish Airlines

Lufthansa

Royal Jordanian Airlines

2. Kisim Kabe-i Muazzama ve Mescid-i Haram

 

Bölümler:
» A-Kâbe-İ Muazzama Ve Kısımları
» Kabe-i Muazzama’yı Ziyaret Ve Tavafın Fazileti
   » 1- Kâbe-İ Muazzama’nın Kapısı Ve Mültezem
   » 2- Hacer-İ Esved
   » 3- Hatim Ve Hicr-İ İsmâil
   » 4- Mizâb-I Kâbe (Altun Oluk)
» B-Mescid-İ Haram Ve İçindekiler
   » 1- Makam-I İbrahim
   » 2- Zemzem-İ Şerîf
   » 3- Zemzem’in Fazileti
   » 4- Zemzem’i İçme Adabı
   » 5- Safa Ve Merve
 


A- KÂBE-İ MUAZZAMA VE KISIMLARI

Mescid-i Haramın ortasında bulunan Kâbe-i Muazzama, ibâdet için yapılan ilk mabet olup, Haccın sebebi ve kıblegâhımızdır.
Yeryüzünün merkezi durumunda olan Kâbe-i Muazzama Beyt-i Mâmur’ un tam karşısına düşer. Hatta Beyt-i Mâmur’dan direk bir hat gelse tam Kâbe-i Muazzama’nın ortasına isabet eder. (Esrar-ı Menasiki’l-Hac).
Bu mukaddes beyt’e hürmet ve ta’zim ifâdesi olarak Beytullah (Allah’ın evi) denilmiştir.
Kuran-ı Kerimde Kabe-i Muazzama için şu isimler geçmektedir: 1- El Kabe, 2- El beyt, 3- Kıble, 4- El beytü-l haram, 5- El beytül-atik.
Beytullah’a Kabe isminin verilmesi: Dört köşe olmasından, yerden yüksek olmasından veya tek bir bina olmasındandır.
Kâbe-i Muazzama’nın dört köşesinden her birinin ayrı bir ismi vardır:
Doğu köşesine: Rükn-i Hacer-i Esved
Kuzey köşesine: Rükn-i Irâkî
Batı köşesine: Rükn-i Şâmî
Güney köşesine de: Rükn-i Yemânî denir.

Kâbe-i Muazzama’ın yüksekliği: 13 metre,
Mültezem tarafından uzunluğu: 12,84 metre,
Hatim tarafından uzunluğu: 11,28 metre,
Hatim ile rükn-ü yemânî arası 12,11 metre,
Rükn-ü yemânî ile Hacer-ül Es’ad arası 11,52 metre,
Toplam alanı ise: 145 metre karedir.
Kâbe-i Muazzama, bu güne kadar 11 defa yeniden yapıldı:

1- Melekler,
2- Âdem aleyhisselam,
3- Şit aleyhisselam,
4- İbrahim ve İsmail aleyhimesselâm,
Hz. İbrahim ve İsmail (a.s.) binanın duvarlarını, harçsız olarak üst üste konulan taşlarla örmek suretiyle yaptılar. Birisi şimdiki kapının yerinde, diğeri onun tam karşısında olmak üzere yer hizâsında iki kapı koydular. Binanın üzerini açık bırakıp, ortasına da bir mahzen yaptılar.

rehber 13

Kâbe'nin İbrahim Aleyhisselam zamanındaki tahmini şekli

5- Amalikalılar,
6- Cürhüm kabilesi,
7- Kusay bin Kilap, (Peygamber Efendimizin ceddi)
8- Kureyş (Rasülüllah Efendimizin gençliğinde nübüvvetten evvel)
Kureyşliler, 605 yılında malzeme yetmediği için Kâbe-i Muazzama’yı kısalttılar. Hatim kısmının duvarlarını ve tavanınını yapamadılar. Fakat bu kısmın etrâfına bir duvar çekilerek ileride burasının da Kâbe’ye ilâvesini düşündüler.
Peygamber Efendimiz, (s.a.v.) Amcası Hz. Abbas ile berâber bizzat bedenen çalışarak Kâbe-i Muazzama’nın yapılışına iştirak etmiştir. Haceri-l Esved’in yerine yerleştirilmesi esnasında kabileler arasında çıkması muhtemel bir çatışmayı da ferâsetiyle önlemiştir.
9- Abdullah İbni Zübeyr
Abdullah İbni Zübeyr, (r.a.) Milâdi 684 yılında yıkılıp, tahrip olan Kâbe-i Muazzama’yı İbrâhim Aleyhisselâm’ın temellerini esas alarak yeniden yaptırdı ve Kureyş tarafından dışarda bırakılan Hatim’i Kâbe’ye dâhil etti. Zâten Peygamber Efendimiz'in de arzusu bu idi. Ama Allah’ın Rasülü Kureyş’in fitnesinden çekindiği için bu arzusunu tahakkuk ettirememişti.

rehber 14

Ayrıca Abdullah İbni Zübeyr, (r.a.) damın altına üç adet direk koydu. Çift kanatlı iki kapı ile Ruknü-l İrâkî köşesine içerden dama çıkmak için ağaçtan döner bir merdiven yaptırdı. İpekten yeni bir örtü giydirildi ve binanın etrafına çepe çevre taş döşendi.

10- Haccac ibni Yusuf es Sekafi

Haccac, Milâdi 692 de Halife Merva’nın tâlimatıyla Abdullah İbni Zübeyr (r.a.) tarafından ilâve edilen duvarı yıkıp, Kureyş’in yaptığı temel üzerine geri çekti. Böylece Hatim’i tekrar binadan ayırdı. Abdullah İbni Zübeyr, (r.a.) tarafından yapılan ikinci kapıyı taşla örerek kapattı. Mevcut kapıyı da biraz yükseltti. Kâbe’nin diğer taraflarına ise dokunmadı.

11- Sultan Murad Han

Sel baskınından duvarlarının ekserisi yıkılan Kâbe-i Muazzama, Milâdî 1631 Yılında Osmanlı padişah’ı, 4. Sultân Murat Han tarafından bu günkü hâliyle yeniden yaptırıldı. Haceri-l Esved köşesi hariç bütün duvarlar temellerine kadar sökülerek yenileri ile değiştirildi. Çatıda biriken yağmur sularının akması için altundan bir oluk yapıldı.

rehber 15

Suudlular zamanında da bazı tamiratlar yapılmıştır. Bu tamiratlar şunlardır:
1958 yılında çatı ile iç duvarların mermer kaplamalarının değiştirilmesi.
1982 ‘de zemin mermerlerinin diğiştirilmesi.
1996’da duvarların dış yüzlerindeki bazı taşların numaralanıp sökülerek bozulan kısımlarının düzeltilmesi ve yerlerine yerleştirilmesi. Direklerle zeminin elden geçirilmesi. (İslâm Ans. C.24, s.17)

 


 

 

 - KÂBE-İ MUAZZAMA’YI ZİYARET VE TAVAFIN FAZİLETİ

rehber 16
(Et-terhib vet-tergib c.2 s. 556)
Manası: Muhakkak Kâbe’nin bir dili iki dudağı vardır. Cenab-ı Hakka şikâyette bulundu ve dedi ki; Ya rab! “Beni ziyaret edenler ve gelenler azaldı” Hz. Allah (c.c) vahyetti. Ben, benden korkan ve bana secde eden kullar halk edeceğim. Güvercinin yumurtasını arzu ettiği gibi arzu edecekler.

rehber 17
(Et-terhib vet-tergib c.2 s. 556)

Manası: Ebu Zer Razıyellahü anh rivayet etti. Rasulüllah efendimiz’den: Davut (A.S) Buyurdular ki; Ya Rab! Kulların senin beytini ziyaret ettikleri zaman, senin üzerinde onlar için ne var? Cenab-ı Hak buyurdu ki; Her ziyaretçinin ziyaret ettiğinde hakkı vardır. Benim üzerime de hak olsun ya Davut! Dünyada onlara afiyet, bana kavuştukları zaman da onları affedeceğim.
Peygamber Efendimiz (s.a.v); Ya Ali! Allah (c.c) bu beyti niçin yaptı biliyor musun? Bu beyti Ümmetimi Afv için yaptı buyurmuşlardır.

rehber 18
(Tühvet’il Ahvezi c.3)

Manası: Kim Beytullah’ı elli defa tavaf ederse, Annesi onu doğurduğu gün gibi günahlardan çıkar.

rehber 19
(Feyz-ül Kadir c.3)

Manası: Kâbe’nin etrafında tavaf, namaz gibidir. Ancak tavaf yapanlar, tavaf esnasında konuşurlar. Kim de konuşursa ancak hayırla konuşun.
Mescid-i Haram’ın tahiyyeti mescidi tavaftır. Mescid-i Haram’a bir kimse her ne zaman gelirse bir tavaf yapması müstehaptır.

 


 

 

 1- KÂBE-İ MUAZZAMA’NIN KAPISI VE MÜLTEZEM

Kabe’nin, kapısı ile Rükn-i Hacer-i Esved arasındaki 2m yere mültezem-i şerif denir.
Mültezem ile Rükn-i İrâki arasında da yerden 2m lik kadar yükseklikte altın kaplamalı takriben 1,8 * 3,5m ebâdında bir kapısı vardır.
Hacıların Beytullah’ı tavaftan sonra bu mübarek mevkide duayı iltizam etmelerinden dolayı mültezem diye isimlenmiştir.
İbn-i Abbas (r.a) buyurmuşlardır ki; “Muhakkak Hacer-i Esved ile Kabe’nin kapısı arasında (mültezemde), hiçbir kimse yoktur ki Allahü Teâlâ’ya duâ ederek bir şey istemiş olsun. Ancak arzu ettiği bazı hacetlerinin verildiğini görür.”
Amr bin Şuayb (r.a) babasından şöyle rivayette bulunmuştur; Abdullah ibni Ömer (r.a) ile beraber tavaf yaptım. Tavâfın sonunda Hacer-i Esved’i istilâm etti. Kapı ile rükn-i Hacer’in arasında göğsünü, yüzünü, kollarını ve ellerini koydu ve iyice döşedi, sonra “işte Rasülullah Efendimiz’i böyle yaparken gördüm” dedi.

 


 

 

 2- HACER-İ ESVED

Hacer-i esved, Kâbe inşâ edilirken tavafın başlama yerini göstermek üzere Hz. İbrahim tarafından Kâbe’nin şimdiki bulunduğu köşesine konulan, 18-19 cm kuturunda, siyah, parlak ve mübârek bir yâkuttur.
Rasülullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki; Hacer-i Esved cennet yâkutlarından beyaz bir yâkut idi. Müşriklerin hatası onu siyahlaştırdı. Kıyamet günü Uhud dağı gibi ba’s olunacak, dünya ehlinden kendini selamlayan ve öpenlere şahitlik yapacak. (Sahih-i ibni Huzeyme c.4 s.22)

rehber 20

Ruhlar Âleminde Allah’ü Teâlâ’ya verdiğimiz ahdimizin üç nüshasından biri Levh-i Mahfuz’da, biri Hacer-i Esved’in içerisinde, biri de kalbimizdedir. Hacer-i Esved’i selamlarken niyetimiz şöyle olmalıdır: Ya rab! Kalbimdeki ahidnâme ile Hacer-i Esved’in içindeki ahidnâmeyi karşılaştırıyor ve imânımı tazeliyorum.
Tavafın her şavtının sonunda ve sa’ye başlarken Hacer-i Esved’i istîlam sünnettir.
Büyükçe bir cennet yâkutu olan Hacerü-l Esved, Adem a.s. ile berâber cennetden indirildi. Adem (a.s.) Kâbe-i Muazzamaya yerleştirdi,Nuh tufanında Ebu kubeys Dağına emanet edildi,İbrahim a.s. Beytullahı bina ederken şimdiki yerine yerleştirdi.
Bilâhere 12 parşaya bölünen Haceru-l Esvedi Sultan Dördüncü Murat Han kurşun içersine toplayıp, gümüşden bir muhafaza yaptırdı. (Dini mübin-i islam/69)
Dört mezhebin ittifakı ile: Kimseye eziyet etmeden, kendi de ezâ görmeden Hacer-i Esved’i öpmek lâzımdır. Çünkü öpmek sünnet, ezâdan kaçınmak vaciptir.

 


 

 

 3- HATİM VE HİCR-İ İSMÂİL

Rükn-i Irâkî ile Rükn-i Şâmî’nin arasında, altın oluğun karşısında,
Kâbe’nin kuzeybatı tarafında, yerden 1,25m yükseklikte, 1,5m kalınlığında, yarım dâire şeklinde ki duvara hatimdenir. Tavâf bu duvarın dışından yapılır.
Bu duvar ile Kâbe arasındaki boşluğa da Hicr-i Kâbe veya Hicr-i İsmail denir. İbrahim Aleyhisselâm Kâbe-i Muazzama’yı yaptığında Hicr, Kâbe’ye dâhil idi. Dolayısıyla Hatim’in iç kısmı Kâbe’den sayılır.
Hz.İsmail, Cenab-ı Hakk’a Mekke’nin sıcaklığından şikayetçi oldu. Cenab-ı Hak, Hz. İsmail’e “Hicr-i İsmail’e Cennetten bir kapı açacağım, kıyâmete kadar oradan serin bir yel esecek” buyurdu.
Hz.Âişe Vâlidemiz buyurdu ki; Kabe’nin içine girmeyi ve orada namaz kılmayı arzu ederdim. Rasülullah (s.a.v) bir gün elimden tutup beni Hatim’in içine soktu ve buyurdu ki; “Kâbe’ye girmek istediğin zaman Hatim’e gir. Orada namaz kıl, zira Hatim, Beytullahtan bir parçadır”. (Tirmizi, el hacc s.876)
İsmail, (a.s) ile Hâcer Vâlidemizin kabirlerinin burada olduğu rivayet olunuyor.

 


 

 

 4- MİZÂB-I KÂBE (ALTUN OLUK)

Yağmur sularının akması için, Kâbe’nin Hatim’e bakan üst kısmının ortasındaki Altın Oluğa Mizâb-ı Kâbe denir.
Selef-i Salihin’den rivayet olunmuştur ki; Hatim’in içinde, altın oluğun altında dua müstecabtır. Allah dostları ibadetlerini îfâ için burayı tercih etmişlerdir. Burası duânın çabucak kabûl edildiği yerlerdendir.
Hazret-i Osman (r.a.) buyurdularki: Bana sorun, nereden geliyorum.? Ben Oluğun altından , cennetten geliyorum.  Oluğun altında kılınan namaz cennette kılınan namaz gibidir.

 


 

 

 B- MESCİD-İ HARAM VE İÇİNDEKİLER

Mescid-i Haram, Mekke-i Mükerreme’de ortasında Kabe’nin bulunduğu büyük bir mabeddir. Metaf alanı, etrafta namaz kılmak için yapılan binalar ve sahalar Mescid-i Haram’dır.
Mescid-i Haram’a “Harem-i Şerif” de denilmektedir. Yeryüzünde ilk yapılan mescid budur. Mescid-i Haram denilmesi, ihtiram ve saygı vacip olduğu içindir.
Hadis-i Şerif de: Mescidimde (Medine’deki Mescid-i Nebevî) bir namaz, başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir. Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz ise diğer mescidlerde kılınan yüz bin namazdan daha faziletlidir. buyruldu.

Mescid-i Haram ve metaf (tavaf alanı) zamanımıza kadar zaman zaman genişletilmiştir. Şöyleki:
Hz.Ömer, (r.a.) etrafda bulunan kulübeleri satın alıp genişletti ve etrafını duvarla çevirip, duvarların üzerine de kandiller koydurdu.
Hz. Osman, (r.a.) biraz daha genişletip, duvarları yükseltti ve duvarların üzerine sundurmalar koydurttu.
Devlet-i Ali Osmaniyye, tavaf alanını şu andaki mevcut hâline genişletti. Kenarlarına altın işlemeli varaklar (kubbe) yaptı. Amma kubbelerin Beytullah’dan yüksek olmamasına dikkat etti.
Suudlar zamanında mescit kısmı son şekliyle genişletildi.

 


 

 

 1- MAKAM-I İBRAHİM

Makâm’ı İbrâhim: Beytullah’ı inşâ ederken Hz. İbrahim’in iskele olarak kullandığı mübârek taşın bulunduğu yerdir.
Bu gün dâhî İbrahim Aleyhisselâm’ın mübarek ayaklarının izleri, bir mûcize olarak bu taşın üzerinde apaçık bir şekilde görülmektedir.
Cahiliyye devrinde açıkta olduğu için insanların dokunması neticesinde asli şekli kısmen bozuldu. Hz. İbrahim’in ayak izleri Peygamber efendimizin ayak izlerine çok benzemektedir. (Tuhfetu’l Ahvazi 59/1)
Şimdi bu mübârek taş, kafes şeklinde camdan yapılmış bir muhafaza içinde tavaf mahallinde bulunmaktadır.
Âyet-i kerimede:

قوله تعالى: وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ إبْراَهِيمَ مُصَلَّى

“Siz de İbrahim’in makamından bir namazgâh edinin”buyuruldu. (Bakara S. 125. ayet..)
Eshab-ı Kiram başta olmak üzere Selef-i Salihin efendilerimiz namaz, zikir, dua ve sair ibâdetler için Makam-ı İbrâhim’de bulunmayı itiyat edinmişlerdir.
Mümkin olduğu takdirde tavaf namazını Makam’ı İbrâhim’de kılmak müstehaptır.

rehber 21

Abdullah bin Ömer (r.a) buyurmuştur ki; “Mescidlerin hayırlısı makam-ı İbrahim’in arkası ve imamların sağ tarafıdır.”

 


 

 

 2- ZEMZEM-İ ŞERİF

Kâbe’nin doğusunda, Cenab-ı Hakkın, Hz. Hacer ve oğlu İsmail Aleyhisselam’a ihsan ettiği sudur.
Zemzem-i Şerif, 42 m derinliğindeki kuyudan çıkmaktadır.
Peygamber Efendimiz buyurdularki: Allah Teâlâ, İsmail’in annesine rahmet eylesin, şayet o, zemzemi kendi haline bıraksa –yahut suyu avuçlamasa- idi, zemzem akar bir su olurdu

 


 

 

 ZEMZEM’İN FAZİLETİ    

Zemzem-i Şerif’in fazileti hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar ki: Yeryüzü üzerindeki suların en hayırlısı zemzem suyudur. Onda taamların özü, maddi ve mânevi hastalıklara şifâ vardır.
Zemzem suyu ne için içildi ise onun içindir. Eğer şifa dileyerek içecek olursan, Allah sana şifa verir. Şayet karnının do

 


 4- ZEMZEM’İ İÇME ADABI:

1- Kıbleye yönelmek 2- Sağ el ile içmek 3- Üç nefeste içmek 4- Her nefeste besmele okumak 5- Sonunda elhamdülillah deyip, Abdullah İbn-i Abbas (r.anhüma) nın zemzem içtiği vakit okuduğu dûâyı okumak:

َاللَّهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً وَرِزْقاً وَاسِعاً وَشِفاَءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ وَسَقَمٍ.

“Allah’ım senden faydalı ilim, bol rızık ve her türlü dert ve hastalıktan şifa dilerim”

Hazreti Ömer (r.a.) zemzem-i şerifi içerken: “Allah’ım kıyamet gününün susuzluğunu gidermek için içiyorum” buyurmuşlardır.
Diğer meşrubatlardan farklı olarak zemzem-i şerifi Resulullah Efendimiz ayakta içerek, ayakta da içmeye ruhsat vermiştir.
Dolayısıyla Zemzem-i Şerif oturarak da, ayakta da içilir. Abdest ve gusülde kullanmak sünnettir. Ancak istincâda, necâsetin temizlenmesinde kullanmak mekruhtur.

 


 

 

 5- SAFA VE MERVE    

Safa: Kâbe-i Şerif’e 130 m mesafede küçük bir dağdır. Sa’yin başlangıç yeridir.
Merve: Beytullah’a 300 m mesafede küçük bir dağdır. Sa’yin bitiş yeridir.

قوله تعالى: إِنَّ الصَّفاَ وّالْمَرْوَةَ مِنْ شَعاَئِرِ اللَّهِ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ أَوِ اعْتَمَرَ
فَلاَ جُناَحَ عَلَيْهِ أنْ يَطَّوَّفَ بِهِماَ وَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْراً فَاِنَّ اللَّهَ شَاكِرٌ عَلِيمٌ.

Manası: Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alâmetlerindendir. İmdi her kim Kâbe’yi hac eder veya umre yaparsa, onların ikisini de tavaf etmesinde bir günah yoktur. Ve her kim gönlünden koparak bir hayır işlerse iyi bilsin ki, Allah şükrün karşılığını veren ve her şeyi bilendir. (Bakara s., Ayet:158)
Mes’a: Safâ ile Merve arasında (Sa’yin yapıldığı), (396 m) uzunluğunda, (20 m) genişliğinde mübârek bir mekândır.

rehber 22

Sa’y edilen bu şerefli mekânda 70 civârında peygamber-i zişan medfundur. Safa ile Merve arasında Sa’y eden kimse yetmiş köle âzad etmenin ecir ve sevabına nâil olur. Safa ile Merve cennet kapılarından iki rahmet kapısı olup, duâların kabul olunacağı mübarek yerlerdir. 

 

ATC
Air Travel Center

Venloer Str. 379-381
50825 Köln
Deutschland/Germany

Telefon:
+49 221 75 99 36 320

Fax:
+49 221 75 99 36 38

E-Mail: info@hajj.de